Eczanenin Sözleşmesinin Feshi (SGK)

Eczanenin Sözleşmesinin Feshi

(Kontrole Tabi İlaç Cezası – Reçetesiz İlaç Satışı Cezası – SGK Protokol Cezai Şart – Eczane Kapatma Cezası – İdari Para Cezası – SGK Eczane Cezaları)

Sosyal Güvenlik Kurumu ile eczaneler arasında akdedilen ilaç temin sözleşmesi, sağlık hizmetinin sürekliliği açısından zorunlu ve aynı zamanda yüksek kamu faydası bulunan bir düzenlemedir. Ancak bu sözleşme, eczacı yönünden önemli sorumluluklar doğurduğu gibi, sözleşmeye aykırılık halinde ağır yaptırımlar öngören bir cezai rejim de içermektedir. Son yıllarda özellikle kontrole tabi ilaçlar, reçetesiz ilacın satışı, sahte reçete tespitleri, eşdeğer olmayan ilaç verilmesi, hasta imzasının bulunmaması, MEDULA sistemine hatalı giriş yapılması gibi gerekçelerle uygulanan yaptırımlar hem sayıca artmış hem de eczanelerin faaliyet düzenini ciddi şekilde etkilemiştir. Bu nedenle, cezai şart uygulamalarının hukuka uygunluğunun tartışıldığı iptal davaları, eczacılar açısından artık rutinleşmiş bir başvuru yoluna dönüşmüştür.

SGK Protokol Cezai Şart

SGK tarafından uygulanan yaptırımların en dikkat çeken özelliği, adli ve idari nitelikte karma bir yapı taşımasıdır. Zira protokol, bir kamu kurumu ile serbest meslek mensubu olan eczacı arasında imzalanmakla birlikte, içeriği itibarıyla özel hukuk sözleşmesi niteliği taşımaktadır. Bu nedenle sözleşmeden doğan cezai şartlar, idari para cezası gibi görünmekle birlikte, maddi hukuk yönünden Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Öte yandan, cezalar genellikle idari işlem formunda tesis edildiğinden, tebliğ, savunma hakkı, itiraz süresi ve delillendirme aşaması da usul hukukunun titizlikle uygulanmasını gerektirmektedir. Bu ikili yapı, eczanelerin hak arama süreçlerinde çoğu zaman karmaşık bir tablo yaratmakta; doğru yargı yolunun, sürenin ve talep türünün belirlenmesini zorunlu kılmaktadır.

SGK Kontrole Tabi İlaç Cezası

Son dönemde özellikle kontrole tabi ilaç satışına ilişkin cezalar, eczanelerin en çok karşılaştığı yaptırımlardan biri hâline gelmiştir. Bu tür ilaçların reçetesiz satışının tespiti halinde hem cezai şart uygulanmakta hem de bazı durumlarda sözleşme feshi gündeme gelmektedir. Reçetesiz ilaç satışı 2024 ve 2025 yıllarında yapılan aramalarda en çok sorgulanan konular arasında yer almıştır. Bu tür uygulamalarda SGK denetmen raporlarının belirleyici olması, eczanenin savunma hakkını daha önemli hale getirmektedir. Çünkü denetmenler tarafından hazırlanan raporlar her zaman maddi gerçeği yansıtmayabilir. Kimi zaman sistemsel hatalar, yanlış okunan provizyon kayıtları, aynı isimli farklı hastalara ait reçeteler veya barkod okuma sorunları cezai yaptırımlara neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda eczanenin itiraz hakkı, cezanın hukuki denetimi açısından temel güvencedir.

SGK Reçetesiz İlaç Satışı Cezası

Eczane kapatma cezası ise yaptırımlar arasında en ağırıdır. Genellikle sahte reçete, muvazaalı işlem, hasta imzasının taklit edilmesi, tahrif edilmiş reçete kabulü veya fatura edilmeden ilaç teslimi gibi iddialar kapatma cezalarının temelini oluşturmaktadır. Ancak uygulamada bazı eczaneler hakkında, delil niteliği taşımayan tahmini değerlendirmelerle çok ağır yaptırımlar uygulanabilmektedir. Bu tür durumlarda yargı mercileri, kapatma kararlarının doğrudan eczanenin çalışma özgürlüğüne müdahale oluşturduğunu vurgulayarak sıkı hukuki denetim yapmakta; cezaların ancak açık, kesin, somut delillere dayanması gerektiğini kararlarında belirtmektedir. Bu nedenle kapatma işlemlerine karşı açılan davalarda mahkemeler, bilirkişi incelemesi, reçete karşılaştırması, provizyon kayıtlarının sistemsel doğrulaması gibi ayrıntılı analizler istemekte ve idarenin takdir yetkisini dar yorumlamaktadır.

SGK protokolü cezai şartlar

Eczanelere uygulanan idari para cezaları ve SGK protokolünden kaynaklanan cezai şartlar da son araştırmalarda en çok aranan başlıklar arasındadır. Eczane idari para cezası konusundaki hukuki tartışmaların merkezinde, protokolde yer alan ceza hükümlerinin Türk Borçlar Kanunu’ndaki cezai şart düzenlemeleriyle uyumu bulunmaktadır. Cezai şartlar, borçluyu sözleşmeye uygun davranmaya zorlayan ve sözleşmeye aykırılığın doğması halinde tarafların önceden belirlediği yaptırımı ifade eder. Bu nedenle TBK m. 180 ve devamı hükümler, cezai şartların hem geçerliliği hem de miktar olarak fahiş olup olmadığının değerlendirilmesini sağlar. Özellikle bazı eczaneler hakkında uygulanan cezaların, sözleşme ihlalinin ağırlığına kıyasla orantısız olduğu yönündeki iddialar, açılan davalarda sıkça ileri sürülmekte ve yargı organları tarafından titizlikle incelenmektedir. Mahkemeler, cezai şartın caydırıcılık amacıyla konulduğunu kabul etmekle birlikte, fahiş cezaların indirilmesi yönünde zaman zaman değerlendirme yapmaktadır.

Eczane Kapatma Cezasının İptali

SGK eczane cezalarının hukuka uygun olup olmadığının incelendiği davalarda, başvurulacak yargı yerinin tespiti kritik önem taşımaktadır. Geçmişte bazı uygulamalarda idari yargı görevli kabul edilmiş olsa da, son yıllarda Uyuşmazlık Mahkemesi ve Yargıtay tarafından verilen kararlarla bu tür sözleşmelerin özel hukuk niteliği vurgulanmış; böylece davaların adli yargıda, özellikle Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği ortaya konulmuştur. Bu yaklaşım, cezai şartın özü itibarıyla bir borç ilişkisi olması ve sözleşmenin taraf iradesine dayanması nedeniyle yerleşmiştir. Bu nedenle eczanelerin, cezai şart ve sözleşme feshinin iptali talepli davalarını süresinde adli yargı mercileri nezdinde açması gerekmektedir.

SGK Cezasına Karşı Eczanenin Savunması ve Deliller

Cezai şart işleminin tebliği ile başlayan süreçte savunma hakkının doğru kullanılması büyük önem taşımaktadır. SGK tarafından eczaneye bildirilen savunma istemi yazısında yer alan iddialar açıkça analiz edilmeli, eczanenin ilacı fiilen teslim edip etmediği, gönderilen reçetelerin doğruluğu, denetim tutanağının hukuka uygun düzenlenip düzenlenmediği, hasta imzasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, provizyon kayıtlarının sistem hata ihtimali gibi tüm hususlar ayrıntılı şekilde değerlendirilmelidir. Savunma hakkının süre içinde ve eksiksiz kullanılmaması, sonraki süreçlerde eczanenin aleyhine sonuç doğurabilir. Savunma aşamasının ardından verilen ceza kararına karşı itiraz komisyonuna başvurulması mümkündür; ancak bu itiraz çoğu zaman işlemin yürütmesini durdurmadığından eczane açısından sonuçları devam eder. Bu nedenle, itiraz komisyonunun reddi halinde adli yargıda iptal ve tazminat talepli dava açılması gerekmektedir.

Bu tür davalarda mahkemeler genellikle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verir. Bilirkişiler, eczacılık mevzuatı, reçete doğrulama süreçleri, MEDULA sistem kayıtları, ilaç teslim prosedürleri, muhasebe kayıtları ve protokol hükümlerini birlikte değerlendirerek rapor sunar. Raporun içeriği, mahkeme açısından belirleyici olmakla birlikte, eczanenin hukuki argümanlarının gücü de sonuca doğrudan etki eder. Özellikle kontrole tabi ilaç cezaları, reçetesiz ilaç satışı cezaları, sahte reçete iddiası ve hasta imzası tartışmalarında, bilirkişi görüşünün detaylandırılması ve eksik inceleme yapılmaması için etkili hukuki gerekçeler sunulması önemlidir.

Eczanenin Sözleşmesinin Feshi ve SGK Davası

Davayı açan eczane lehine karar verilmesi halinde, cezai şartın tahsil edilmiş kısmı iade edilir; sözleşme feshedilmişse geçersiz sayılır ve protokol hükümleri doğrultusunda eczanenin SGK ile yeniden çalışmasının önü açılır. Ancak karar aleyhe ise SGK tarafından karara konu cezanın tahsili ve protokol yaptırımlarının uygulanması devam eder. Bu nedenle dava sürecinin profesyonel şekilde yürütülmesi, eczacının maddi ve mesleki varlığını koruma açısından zorunludur.

SGK protokol cezai şart uygulamalarında, eczacının kasıtlı bir davranışı olmadığı, sistemsel hatanın etkisi bulunduğu, hasta beyanının çelişkili olduğu, tutanakların usule uygun düzenlenmediği, denetim sırasında eczacının ifadesinin alınmadığı gibi durumlar çoğu kez mahkeme kararlarıyla cezaların iptaline veya indirilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle her eczane, denetim süreçlerini dikkatle takip etmeli, reçete arşivini düzenli tutmalı, hasta imzalarının doğrulanabilir şekilde alınmasını sağlamalı, provizyon kayıtlarını düzenli kontrol etmeli ve uyuşmazlıklarda delilleri eksiksiz sunmalıdır.

Eczaneler açısından cezai şartın uzun vadeli etkileri çoğu zaman gözden kaçmaktadır. Cezai şartların birikmesi, eczanenin sözleşmesinin askıya alınmasına, hatta tamamen feshedilmesine sebep olabilir. Bu durum eczanenin ekonomik varlığını doğrudan sarsar. Ayrıca cezai şartların Eczaneler ve Eczacılar Hakkında Yönetmelik çerçevesinde mesleki sicile olası etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle yalnızca sonuç doğduktan sonra değil, ceza riski doğuran fiillerin tespit edildiği anda hukuki görüş alınması önemlidir. Hukuki tedbirler, cezaların önlenmesinde en etkili yöntemdir.