PAEM Mülakat Süreci Nedir?
Polis adaylarının mesleğe kabulünde en kritik aşamalardan birini oluşturmaktadır. Ancak bu sınavların objektif ölçütlere dayanması gerektiği, adaylar arasında eşitlik ve şeffaflığın sağlanması bakımından büyük önem arz etmektedir. Danıştay kararları, bu süreçlerin yargısal denetime tabi olduğunu ve idarenin keyfi uygulamalarına karşı hukukun güvencesini ortaya koymaktadır. Son yıllarda verilen kararlar, mülakatların yalnızca komisyon üyelerinin öznel kanaatlerine dayanarak yapılamayacağını, mutlaka somut bilgi, belge ve tutanaklarla desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
İçerikler
ToggleDanıştay 2. Dairesinin 27/03/2017 tarihli ve E:2016/7249, K:2016/7249 sayılı kararında, Polis Akademisi mülakat sürecinde değerlendirme kriterlerinin bir kısmının gözlem ve kanaate dayalı olabileceği kabul edilmekle birlikte, bunun sınırlarının bulunduğu belirtilmiştir. Özellikle mesleki bilgi düzeyi gibi objektif şekilde ölçülmesi mümkün kriterlerde adayın başarısız sayılmasına sebep olan hususların somut bilgi ve belgelerle kanıtlanması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle, sınav sorularının önceden hazırlanması, adaylara yöneltilen soruların ve verilen cevapların kayda geçirilmesi, ayrıca hangi komisyon üyesinin hangi cevaba ne puan verdiğinin tutanakta ayrıntılı olarak gösterilmesi zorunluluğu ortaya konulmuştur. Bu karar, mülakatların şeffaf yürütülmesi ve sonrasında yapılacak yargısal denetimde somut denetim imkânı sağlanması açısından emsal niteliktedir.
Danıştay 12. Dairesinin 25.04.2024 tarihli ve E:2023/1614, K:2024/2086 sayılı kararında ise PAEM Mülakat adayının sınav sırasında yaşadığı tedirginlik, kendini ifade etme zorluğu ve özgüven eksikliği gibi hususlar tutanağa geçirilmiş olmasına rağmen, mesleki bilgi düzeyine komisyon üyelerince aynı şekilde 30’ar puan verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur. Mahkeme, gerekçeler ile verilen puanların birbiriyle örtüşmemesini, objektif değerlendirme ilkesine aykırı saymış ve takdir yetkisinin hatalı kullanıldığı sonucuna varmıştır. Böylece adayın başarısız sayılmasına dayalı işlemin hukuka uygun olmadığı tespit edilmiştir. Bu karar, komisyonların yalnızca adayın davranışlarını not etmekle kalmayıp, bu gözlemleri verdikleri puanlarla uyumlu şekilde yansıtmak zorunda olduklarını açıkça göstermektedir.
Polislik Mülakat sürecine ilişkin karar;
Danıştay 12. Dairesi, 13.01.2025 tarihli ve E:2024/1762, K:2025/42 sayılı kararında da benzer bir değerlendirme yapmıştır. Bu davada, tüm komisyon üyelerinin mesleki bilgi düzeyi kriteri için aynı puanı vermesi hayatın olağan akışına aykırı bulunmuştur. Zira farklı kişilerden oluşan bir kurulun adayın performansını tamamen aynı şekilde değerlendirmesi, değerlendirme sürecinin objektifliğini zedeleyen bir durum olarak kabul edilmiştir. Mahkeme, her bir üyenin bağımsız değerlendirme yapması gerektiğini vurgulamış ve aksi halde adayların başarısız sayılmasına ilişkin işlemin hukuka aykırı olacağına hükmetmiştir.
PAEM Mülakat sürecine dair karar;
Danıştay 12. Dairesi 14.01.2025 tarih ve E:2024/3128, K:2025/104 sayılı kararında da aynı ilke yinelenmiştir. Burada adayın mesleki bilgi düzeyi, ifade yeteneği, muhakeme gücü, özgüveni, ikna kabiliyeti ve temsil yeteneği gibi pek çok kriterin tamamında komisyon üyelerinin aynı puanı takdir ettiği görülmüştür. Mahkeme, farklı kriterler üzerinden yapılan değerlendirmelerde dahi komisyon üyelerinin bire bir aynı puanı vermesinin olağan dışı olduğunu belirtmiş ve bu durumun takdir yetkisinin objektif kullanılmadığını gösterdiğine hükmetmiştir. Dolayısıyla, adayın başarısız sayılmasına ilişkin işlem iptal edilmiştir.
Ayrıca, benzer bir dosyada Bölge İdare Mahkemesi’nin değerlendirmesi de dikkat çekicidir. Mahkeme, adayın sınavda “Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esaslar çerçevesinde Emniyet Teşkilatında tutulan rapor çeşitleri” sorusunu yanıtlayamadığını, ancak sorunun cevabının kesin ve net bir şekilde belirlenmiş olması sebebiyle adayın cevabına verilecek puanlarda farklılık olmaması gerektiğini vurgulamıştır. Buna rağmen komisyon üyelerinin farklı puanlar takdir etmesini hukuka aykırı bulmuş ve işlemi iptal etmiştir. Bu yaklaşım, sınavların yalnızca adayların anlık tutumlarına değil, soruların nesnel niteliğine göre de değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
- 18.03.2024 tarihli ve E:2023/696, K:2024/1277 sayılı karar da aynı doğrultuda verilmiştir. Burada da adayın mesleki bilgi düzeyi kriterinde tüm üyeler tarafından aynı puan verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, bu durumun takdir yetkisinin kötüye kullanıldığına işaret ettiği belirtilmiştir.
Yine Danıştay 12. Dairesinin 18.03.2024 tarihli ve E:2022/3194, K:2024/1259 sayılı kararında, komisyon üyelerinin her birinin mesleki bilgi düzeyine aynı puanı vermesi, nesnel değerlendirme ilkesine aykırı bulunmuş ve adayın başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmiştir.
Tüm bu kararlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Polis Akademisi tarafından yürütülen mülakatlarda komisyon üyelerinin bağımsız ve objektif değerlendirme yapmak zorunda oldukları net biçimde ortaya çıkmaktadır. Üyelerin aynı puanları vermesi, gerekçelerle puanların örtüşmemesi veya adayların tutumlarının kayda geçirilmesine rağmen verilen notların farklılık göstermesi, hukuka aykırılık sebebi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla, adayların başarısız sayılmasına ilişkin idari işlemler, yalnızca şeklen düzenlenen formlara dayanılarak değil, içerik açısından da ciddi şekilde denetlenmektedir.
Danıştay’ın bu emsal kararları, mülakatların salt idarenin takdir yetkisine bırakılmadığını, sınav süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve ölçülebilir olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu kararlar ışığında, Polis Akademisi mülakatlarının yalnızca adayların kişisel özelliklerini ölçen öznel bir süreç olmaktan çıkıp, hukuka uygun şekilde kayıt altına alınması ve her bir değerlendirme kriterinin gerçekçi ve farklı puanlamalarla yansıtılması gerektiği açıktır.