Polislik Disiplin İşlemleri

POLİS ADAYI ÖĞRENCİLERE DİSİPLİN İŞLEMLERİ NASIL UYGULANMALIDIR?

Polis Akademisi Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 33’üncü maddesinin ilk fıkrası ile disiplin cezalarının uygulanmasında; ilk defa disiplinsiz davranan öğrencinin, aynı ağırlıkta disiplin kurallarını ihlal eden emsallerine göre korunması ve bu yolla hizmetinden azami istifade edilmesi için ISLAHI yolu seçilmiştir.

İlk defa disiplin suçu işleyen öğrenciyle daha önce çok defa disiplin suçu işleyen öğrencinin ve derslerinde başarılı, performansı yüksek öğrenciyle başarısız, sicili-performansı düşük öğrencinin aynı şekilde disiplin işlemine tabi tutulması hakkaniyete uygun olmadığından bu haksızlıkların giderilmesi için Polis Akademisi Öğrenci Disiplin yönetmeliğine ALT CEZA uygulaması getirilmiştir.

Bu maddeye göre cezalar tayin ve takdir edilirken: disiplin suçunu oluşturan fiil ve hareketlerin ağırlığı, hakkında soruşturma yapılan öğrencinin hangi maksatla hareket ettiği ve amacı, daha önce bir disiplin cezası alıp almadığı, okuldaki başarısı, davranış, tavır ve hareketleri, işlediği fiil ve davranışı nedeniyle pişmanlık duyup duymadığı, verilecek cezanın diğer öğrenciler üzerindeki olumlu veya olumsuz etkisi dikkate alınarak; POLİS ADAYI ÖĞRENCİ, EYLEMİNE UYAN CEZANIN BİR DERECE HAFİFİ OLAN DİSİPLİN CEZASIYLA CEZALANDIRILABİLİR.

BU HUSUSUN DİKKATE ALINMASININ BİR NEDENİ DE: Polis Akademisi Disiplin Yönetmeliği Madde 33/3’e göre: Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin aynı Akademik dönem içinde yinelenmesi halinde, bir derece ağır ceza ve ceza puanı uygulanır.

Hal böyleyken polis memuru adayı öğrencinin ileride muhtemel bir disiplinsiz davranışında ona tayin edilecek cezanın daha da ağırlaşacağı göz önüne alınmalıdır ki hukuki vicdanı zedeleyecek uygulamalara gidilmesin.

Polis adayı öğrenciye, en basit bir disiplinsizliğinde en üst sınırdan ceza tayin etmek içinden çıkılması zor işlemlerin doğmasına, öğrencinin tüm hayatını olumsuz etkileyecek kararlar alınmasına sebep olabilir.

Asıl soru şudur; Disiplin Cezaları, Demokles’in Kılıcı gibi öğrencinin tepesinde sallanan bir baskı unsuru olarak mı kullanılmalıdır yoksa önemli olan aday öğrencilere, polislik mesleğinin gerektirdiği eğitim ve fiziki donanımın kazandırılması mıdır? Bu sorunun cevabı aslında PMYO Disiplin İşlemlerinde ÖLÇÜLÜLÜK ilkesinin sınırını çizmektedir.

AYNI ŞEKİLDE ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 14.11.2013 GÜNLÜ VE E:2013/15, K:2013/131 SAYILI KARARIYLA

“Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir.

Kanun koyucu hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.

“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.

Son olarak belirtmek gerekirse; Disiplin yetkilerini memurlarına karşı bir baskı aracı olarak kullanmamalıdır. Rahat, huzurlu, karşılıklı sevgi ve saygının hâkim olduğu, iş birliği ve takım ruhunun içselleştirildiği, başarının ödüllendirildiği, kişisel yeteneklerin önemsendiği ve geliştirildiği, her memurun ayrı ayrı önemli ve kıymetli olduğu anlayışının kabul edildiği bir çalışma ortamının oluşturulması konusunda azami gayreti göstermelidir. Bu anlamda amir, kurumundaki huzuru bozmama, gerilimi düşürme ya da gerginlik yaratmama adına disiplin konusunda memuru lehine takdir yetkisini kullanabilmelidir. Bir başka ifadeyle disiplin amiri, kurum düzenine aykırı olan her hal ve fiil nedeniyle hemen soruşturma açma yoluna gitmemelidir. Zira bazı durumlarda memur lehine pozitif yorum yaparak o memuru kazanmak daha mantıklı olabilir.