Belirsiz alacak davası, davacının alacağın toplam tutarını dava açma aşamasında tam olarak belirleyememesi hâlinde HMK m.107’ye göre açılan davadır. Davacı hukuki ilişkiyi (örneğin bir trafik kasko sigortası sözleşmesini) ve asgari bir miktarı dilekçesinde göstererek dava açabilir. Kaynaklarda bu tür örnekler çoğunlukla bankacılık harçları veya kredi masrafları üzerinden anlatılsa da, benzer şekilde kasko veya trafik sigortası primine ilişkin belirsiz taleplerde de belirsiz alacak davası açılabilir. Örneğin bir tüketici, trafik kasko sigortası kapsamındaki ödemelerden haksız kesinti yapıldığını iddia ederek “tüketici mahkemesine” belirsiz alacak davası açabilir. Bu durumda davalı sigorta şirketinin savunma olarak öncelikle tüketici hakem heyetine başvuru yapılması gerektiğini ileri sürmesi beklenir.

Tüketici hukuku açısından önemli olan, davanın açıldığı tarihteki dava değerinin 6502 sayılı Kanun’un belirlediği tüketici hakem heyeti başvuru sınırının üzerinde olmasıdır. Aksi halde hukuken dava şartı eksik sayılır. Hukuk Genel Kurulu kararları, belirsiz alacak davalarında dava değeri, dava açıldığı tarihte hakem heyeti başvuru sınırını aşmıyorsa davanın öncelikle hakem heyetine götürülmesi gerektiğini açıkça vurgular.
- Dava Değeri ve HMK m.107: Belirsiz alacak davası açılırken, HMK’nın 107. maddesi uyarınca alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirterek dava açar. Daha sonra tespit edilen gerçek alacak tutarıyla talep genişletilebilir. Örneğin Yargıtay’ın 2021 tarihli bir kararında, tüketicinin konut kredisi masrafı olarak toplam 3.669,18 TL’lik kesinti yapıldığını tespit edemediği için belirsiz alacak davası açtığı, bu amaçla 100 TL asgari talep gösterdiği görülmüştür.
- Tüketici Hakem Heyeti Başvuru Şartı: 6502 sayılı Kanun’un 68/1. maddesine göre, parasal değeri belli bir sınırın altında kalan uyuşmazlıklarda (2015’te ~3.300 TL, 2025’te 149.000 TL) doğrudan tüketici hakem heyetine başvuru zorunludur. Bu bağlamda 2025 itibarıyla uyuşmazlık değeri 149.000 TL’nin altında ise önce hakem heyeti yollarına başvurulmalı, yalnızca bu sınırın üzerindeki uyuşmazlıklar tüketici mahkemesinde dava konusu yapılabilir. Tüketici hakem heyetlerinin kararları kesindir; mahkemeye ancak itiraz yolu açık olduğu unutulmamalıdır.
Yargıtay Kararları (Emsal İçtihatlar): Aşağıdaki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları, belirsiz alacak davalarında dava değerinin hakem heyeti sınırının üzerinde olmasının zorunlu olduğunu ortaya koymuştur:
- HGK 04.03.2020, Esas 2017/13-551, Karar 2020/239: Bu kararda, davacı tarafından gösterilen asgari talep tutarı dava açıldığı tarihte tüketici hakem heyeti görev sınırı içinde kalıyorsa (örneğin 2.000 TL civarı), davanın öncelikle hakem heyetine götürülmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun koyucunun parasal sınırları tüketici hakem heyetini zorunlu arabulucu kıldığı, davacı bu koşulu yerine getirmeden doğrudan mahkemeye gelirse dava şartı eksikliğinden reddedilmesi gerektiği (görevsizlik değil, dava şartı yokluğu) belirtilmiştir.
- HGK 24.06.2021, Esas 2017/(13)3-2234, Karar 2021/830: Somut olayda tüketici, banka tarafından alınan masrafları toplam 3.669,18 TL olarak belirtirken dilekçede 100 TL’lik asgari talep göstermiştir. Mahkeme önceki kararında davanın 3.300 TL’lik dönemin hakem heyeti sınırının altında olduğu gerekçesiyle reddine hükmetmişti. Yargıtay, uyuşmazlığın gerçek tutarının sınırı aştığını tespit etmiş ancak davanın dava şartı eksikliğinden reddinin isabetli olduğuna karar vermiştir. Kararda, tüketici lehine gösterilen asgari miktarın hakem heyeti sınırını aşmaması hâlinde hakem heyeti başvurusunun şart olduğu vurgulanmış ve bu nedenle ilk derece mahkemesinin direnme kararı onanmıştır.
Pratik Sonuç: Bu emsal kararlar ışığında; tüketici mahkemesinde açılan belirsiz alacak davalarının kabul edilebilmesi için dava açıldığı tarihte öngörülen uyuşmazlık değerinin tüketici hakem heyeti sınırının üzerinde olması gerekir. Eğer tüketici dilekçesinde gösterdiği asgari talep bu sınırın altındaysa, dava şartı eksik olacağından dava usulden reddedilmelidir. Örneğin, bir otomobil sahibinin trafik kasko sigortası sözleşmesinden doğan bir alacağın belirsiz olduğu iddiasıyla açtığı davada talep edilen asgari miktar güncel hakem heyeti limitinin altında ise, mahkeme bu aşamayı bekleyip başvuru gerçekleşene kadar davayı incelememelidir.
Özet: HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak davalarında taraf, asgari bir değer göstererek dava açar. Tüketici hukukunda ise 6502 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda uyuşmazlığın talep anındaki değeri, hakem heyeti başvuru sınırı üzerindeyse dava mahkemede, altında ise öncelikle hakem heyetinde çözülmelidir. Yargıtay da bu ilkeyi pekiştirerek, “dava değeri hakem heyeti sınırının üzerinde olmayan belirsiz alacak davalarının” tüketici mahkemesi tarafından usulden reddedilmesi gerektiği yönünde kararlar vermiştir.





